Reflü, sindirim sistemindeki safra benzeri asitleri ve enzimleri içeren, ekşi ve acı olabilen mide sıvılarının yemek borusu ve ağıza geri gelmesine verilen tıbbi isimdir. Çoğunlukla yemeklerden sonra ve yatarken, kişinin midesinde ve göğsünde yanma hissi oluşması, ağıza acı su gelmesi veya geğirme gibi semptomlarla kendisini gösterir. Reflü rahatsızlığı, daha küçük porsiyonlar tüketerek ve uzun uzun çiğneyerek yiyerek, kafeinli, yağlı ve baharatlı gıdalardan olabildiğince uzak durarak kontrol altına alınabilir. Bunun yanı sıra reflü vakalarında ilaç tedavisiyle sonuç aranabilmektedir. Buna karşın bazı reflü vakalarında cerrahi tedavi gerekli olmaktadır. Genel Cerrah ve Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doçent Doktoru Kuntay Kaplan, Reflü hastalığı hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için anlattı.
Reflü, mide asidinin mideden yemek borusuna geri gelmesi ve midede yanma hissinin oluşmasına yol açmasıdır. Reflü hastaları yanma hissinin yanı sıra tüketilen gıdaların ve acı suyun ağza gelmesi gibi semptomlar gösterirler.
Reflü şikayetleri çoğunlukla yemeklerden sonra yaşanır. Özellikle yatarken midede ve göğüs bölgesinde rahatsız edici bir yanma hissi yaşanır. Buna ek olarak yutma güçlüğü, mide bulantısı ve geğirme gibi semptomlar da reflü hastalarında görülür.
Toplum genelinde yaygın şekilde görülen bir rahatsızlık olan reflü, Türkiye ölçeğinde toplumun yaklaşık yüzde 20’lik bir bölümünde görülmektedir. Hastanın yaşam tarzında ve beslenme alışkanlıklarında yapacağı bazı sağlıklı değişiklikler, reflü rahatsızlığının iyileşmesine katkı sağlar. Buna karşın şiddetli ve ileri düzeydeki reflü vakalarının tedavisinde cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelebilmektedir.
Bilhassa baharatlı ve yağlı gıdalar, çikolata, alkollü içecekler veya meyve suları tüketildikten sonra yoğun şekilde meydana gelen reflü belirtileri: mide içeriğinin acı bir sıvı olarak ağza gelmesi, yanma, mide ekşimesi ve yutma güçlüğüdür. Reflünün yol açtığı belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz:
Asitli meyveler, sigara ve tütün ürünleri, kızartılmış yiyecekler, baharatlı yemekler, alkollü içecekler, kafein, nane ve hamilelik reflüye yol açan etkenlerdir. Yemek borusunun uzun süreler boyunca fazla miktarda mide asidik içeriği ile temas ettiğinde reflü rahatsızlığı meydana gelir. Mide asidinin yemek borusu ile teması yemek borusunun hasar görmesine yol açar.
Reflünün neticesi olarak yemekten sonra geceleri uzanırken ağza acı su gelir. Kişi hazımsızlık ve şişkinlik yaşar. Bu belirtilerin yanı sıra iştah kaybı, öksürük, ağız kokusu gibi şikayetler yaşanabilir.
Yemek borusunun alt ucunda bulunan kastan meydana gelen ve bir çeşit kapağa benzeyen alt özefagus sfinkteri yapısı, asidin yemek borusuna geri kaçmasını önler. Reflü hastalığının nedenleri arasında bu kapağın sık aralıklar ile gevşemesi de bulunmaktadır. Bu gevşemeler sonucunda mide asidinin yemek borusuna geri kaçması olasıdır.
Modern kent hayatında iş ve yaşam koşulları zorludur. Kişi gün içerisinde yoğun bir stres altında yaşar. Bu yaşam temposu içerisinde beslenme alışkanlıklarımız da değişir. Giderek daha az ev yemeği tüketmeye, öğünlerin düzensizleşmesine, hazır gıdalar ve fast food tarzı gıdaların tüketimi yaygınlaşmaya başlar. Bunun yanı sıra kahve, gazlı içecekler, çay ve sigara kullanımı da reflü rahatsızlığının tetiklenmesine neden olur.
Reflü, doğru bir beslenme modeli ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları ile önlenebilir veya kontrol altına alınabilir. Reflü rahatsızlığını önlemek için alabileceğiniz tedbirleri sıralamamız gerekirse:
Reflü hastalarının beslenme rutinleri hastalığın seyri üzerinde son derece etkilidir. Yanlış beslenme alışkanlıkları reflü rahatsızlığının şiddetini arttırırken doğru beslenme düzeni semptomların kontrol altına alınmasını sağlar. Örnek vermek gerekirse lifli gıdalarla beslenmek tokluk hissi verir ve kişinin fazla yemek tüketmesini engeller. Bu sayede mide ekşimesi önlenmiş olur. Asitli besinlerden uzak durmak, düşük Ph’a sahip besinler tüketmek reflü riskini azaltan etkenlerdir.
Reflü rahatsızlığına iyi gelen beslenme alışkanlıklarının başında lifli gıdaların tüketimi gelir. Bununla birlikte reflüye iyi gelen gıdaları sıralamamız gerekirse:
Bununla birlikte reflü hastalarının uzak durması ya da sınırlı miktarda tüketmesi gereken yiyecek ve içecekler şu şekildedir:
Mide asidinin ağza gelmesi, yanma ve yutma güçlüğü gibi durumlar reflüden şüphelenmemizi gerektirir. Yutkunma sırasında hissedilen ağrı, mide bulantısı, kusma, hıçkırık, ve geğirme ise nispeten daha nadir karşımıza çıkan reflü belirtileridir. Hastanın şikayetlerinden ve muayene sırasında elde edilen bulgulardan yola çıkarak reflü tanısı konulabilmektedir. Hastalığın ne düzeyde olduğunu saptamak ve tanıyı kesinleştirmek için doktor; kontrastlı grafiler, pH ölçümü, endoskopi ve manometrik gibi bazı tetkiklere başvurabilir.
Tüm bu test ve tetkikler doktorunuzun belirtilerinizin gerçek kaynağını tespit etmesi açısından önem taşır. Reflüye ilişkin testler şu şekildedir:
Reflü tedavisinde genellikle mide asidinin baskılayacak bazı ilaçlar ve yaşam tarzı değişikliklerine başvurmak ilk adımdır. Proton pompası inhibitörleri midenin ürettiği asit miktarını azaltıcı ve yemek borusu astarını iyileştirici etki gösterir. Bunun yanı sıra hastanın bazı sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması ve yaşam tarzında bazı değişikliklere gitmesi de tedavide etkilidir.
Obezite sorunu, karın içindeki basıncı arttıran bir unsurdur. Bu durumun mideye uyguladığı baskı, reflü rahatsızlığının daha da şiddetlenmesine yol açar. Bu nedenle reflü hastaları aynı zamanda fazla kilolarından kurtulmalı ve sağlıklı kilo aralığına ulaşmalıdır. Sigara ve diğer tütün ürünlerinden uzak durmalı, mide üzerine baskı uygulayacak dar kıyafetler yerine bol ve rahat giysiler tercih etmelidir. Yağlı ve özellikle kızartılmış gıdalar reflü şikayetlerini arttırır. Çikolata, alkol, nane, sarımsak, soğan, salça ve kahve gibi unsurlar da reflü hastalarının uzak durması gereken gıdalardır.
Reflü tedavisinde ilaç uygulamalarının ve yaşam tarzı değişikliklerinin yetersiz kaldığı vakalarda ve reflüye mide fıtığı şikayetinin de eşlik ettiği hastalarda reflü ameliyatı seçeneği gündeme gelir. Günümüzde en yaygın kullanılan reflü ameliyatı nişsen fundoplikasyon ameliyatıdır. Bu operasyonda yemek borusu ve midenin buluştuğu noktadaki kapak sistemi kuvvetlendirilir. Bu esnada aynı operasyon içerisinde mide fıtığı da onarılmaktadır. Nissen fundoplikasyon ameliyatı reflü tedavisinde altın standart olarak değerlendirilir. Kapalı yöntemle yani laparoskopik olarak gerçekleştirilen bu ameliyat reflü tedavisinde son derece başarılı bir yöntemdir.
Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kuntay Kaplan, Adana'da deneyimli ekibi ve yüksek teknolojik donanımıyla Minimal Gastrik Bypass ameliyatlarını başarıyla gerçekleştiriyor. Adana'nın yanı sıra, Mersin, Osmaniye, Gaziantep, Kayseri, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Nevşehir, Aksaray, Konya, Karaman, Diyarbakır, Mardin, Hatay, Niğde, Kahramanmaraş, Elazığ, Sivas, Yozgat, Batman, Muş, Kilis, Erzincan, Şırnak, Hakkari ve Siirt gibi pek çok ilden gelen hastalar bu sağlık hizmetinden faydalanıyor. Siz de Doç. Dr. Kaplan’ın bu hizmetinden yararlanmak istiyorsanız, Randevu Al Formunu doldurarak tedavi sürecini başlatabilirsiniz.
Reflü Ameliyatı (Cerrahisi) fiyat ve maliyetleri çok sayıda faktöre göre şekillenmektedir. Hastanın genel sağlık durumu, operasyonda kullanılacak cerrahi ekipmanlar, ameliyatı yönetecek doktor ve cerrahi ekibin uzmanlık ve tecrübesi maliyeti etkileyen faktörler arasında yer alır. Bunun yanı sıra operasyonun gerçekleştirileceği sağlık kuruluşunun teknolojik donanımı, ameliyat sonrası ve öncesi işlemler, hizmetin verildiği şehir ve benzeri unsurlar da reflü ameliyatı (cerrahisi) fiyatlarını etkileyebilmektedir. Reflü Ameliyatı (Cerrahisi) Fiyatlarına dair güncel ve net bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Copyright © 2025 Kuntay Kaplan Tüm Hakları Saklıdır