Apandisin olarak bilinen ve körbağırsağın üzerinde yer alan bölgenin iltihaplanmanın neticesinde yaşanan, ciddi ağrı şikayetlerine yol açan rahatsızlığa Apandisit adı verilir. Semptomları genellikle bacaklar ve kasığın birleştiği bölgede hissedilen ciddi ağrılar ve mide bulantısı şeklinde kendisini gösterir. İnce bağırsak ve kalın bağırsağın bileştiği bölgenin alt kısmında yer alan ve yaklaşık 7 cm boyutunda olan bir bağırsak parçası olarak tanımlayabileceğimi apandis, iltihaplandığı taktirde apandisit rahatsızlığı yaşanır.
Apandisit hastalarında karşılaştığımız belirtileri sıralamamız gerekirse:
En sık yaşanan belirtiler arasında yer alan şiddetli karın ağrısı, karın bölgesinin tümüne yayılır ve sürekli olarak kendisini hissettirir. Ancak karnın sağ alt kısmında bıçak saplanmasına benzeyen bir ağrı söz konusuysa apandisitten şüphelenmek gerekir. Karın bölgesinin baskıya uğraması sırasında ağrılar daha şiddetli hale gelir. Genel olarak başlangıçta göbek deliği çevresinde hissedilen bu ağrı zamanla karnın sağ alt kısmına yerleşir. Dört, altı saat içerisinde ise şiddetlenerek artma eğilimi gösterir.
Apandisit problemi yaşayan kişiler dışkılamada zorlanırlar.
Mide bulantısı ve kusma şikayeti apandisit hastalarının yüzde 75’lik bölümünde ağrıyla birlikte görülür. Karın ağrısının ardından mide bulantısı ve kusma yaşanır. Ancak kusma ağrıdan önce başlanıyorsa bu durum apandisit rahatsızlığını işaret etmez.
Apandisit rahatsızlığının öncesinde hastaların büyük bir bölümü iştahsızlık sorunu da yaşamaktadırlar. Ağrılar ise iştah kaybından sonra görülür.
Apandisit hastalığından dolayı kişinin ateşi 38 derece seviyelerine kadar yükselmesine yol açabilir. Fakat ateşin daha da yükselmesi beklenmez.
Karın ağrısı şikayeti yaşayan çoğu hasta apandisit rahatsızlığından şüphelenir. Söz konusu ağrıların apandisit kaynaklı olup olmadığını anlamak için şu kıstasları değerlendirebilirsiniz:
Geçmeyen ve giderek artış gösteren karın ağrılarında muhakkak bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Doktorun gerçekleştireceği fiziksel muayene, kan sayımı testi, bakteriyel enfeksiyon varlığının araştırılması gibi tetkiklerin ardından apandisit tanısı konulur.
İlk olarak göbek bölgesinde kendisini hissettirmeye başlayan apandisit ağrısı, zaman içerisinde karnın sağ alt bölgesine yerleşerek burada lokalize olur. Hastalar ilk aşamada hafif düzeyde bir rahatsızlık hissederken zaman içerisinde hissedilen ağrının şiddeti artış gösterir. Ağrılara öksürük ve yürüme güçlüğü de eşlik eder.
Bazı hallerde hasralar kalça ve kasık bölgesine doğru ağrının ilerlediğini hissedebilirler. Şiddeti artarak devam eden ağrılar belli bir düzeye ulaşınca daha fazla artış göstermez. Hasta sabit ve hareketsiz durduğu sıralarda daha az ağrı hissedebilir. Fakat hareketlilik hali arttıkça şiddet de artış gösterir.
Apandisit ince bağırsak ve kalın bağırsağın birbirine bağlandığı bölgede bulunan apendiks organının iltihaplanmasını ifade eder. Genel olarak karın ağrısıyla kendisini gösterir.
Hastalar söz konusu ağrıdan kurtulmak için fazla miktarda ağrı kesici kullanırlarsa ya da hastalığın tanısı gecikirse apendiks içerisindeki basınç artar. Bu da apendiks patlamasına neden olur. Patlamanın ardından apendiksin içerisinde bulunan iltihap karın içerisine yayılma gösterir. Bu da hastanın karın içerisinde ciddi bir enfeksiyon ve şiddetli ağrı yaşanmasına yol açar.
Periton organı, karın içerisindeki herhangi bir enfeksiyonu sınırlamakla görevlidir. Apandisit patladığı zaman periton enfeksiyonundan kaynaklanan peritonit tablosu meydana gelir. Hastanın ateşi yükselir, midesi bulanır, kusar, karın ağrısı hisseder ve karın şişliği gözlenir. Acilen tedavi altına alınması gereken bir durumdur. Sıvı tedavisi, antibiyotik uygulaması ve cerrahi tedavi seçenekleri uygulanır. Bundan dolayı apandisitin patlaması beklenmeden bu duruma müdahale edilmesi gerekir.
Günümüzde apandisit tedavisinde en çok tercih edilen yöntem laparoskopik apandisit ameliyatıdır. Bu operasyonda göbek bölgesinden hastanın bedenine bir boru sokulur. Karın bölgesi 4 litre gaz kullanılarak şişirilir. Bu sayede karın duvarı yükseltilir ve kullanılacak cerrahi ekipmanlar için gereken hareket alanı sağlanmış olur. Ardından göbekten sokulan boru içerisinden bir kamera geçirilir. Bu kameranın elde ettiği görüntüler monitöre aktarılır ve operasyon bu görüntülerin rehberliğinde gerçekleştirilir.
Apandis kökü ve damarı bağlanır. Ardından apandis vücuttan çıkarılır. Karın içerisini şişirmek için kullanılan gaz boşaltılır ve operasyon öncesinde açılan minimal kesiler dikişle kapatılır. Otuz dakika gibi kısa bir süre içerisinde operasyon tamamlanabilmektedir. Laparoskopik apandisit ameliyatlarında hastanın iyileşme süreci çok daha hızlı ve konforlu geçer. Apandisin alınmasının yanı sıra başka tedaviler de uygulanabilmektedir. Hastalar genellikle ameliyatın ardından bir veya iki gün sonra hastaneden taburcu edilir.
Toplum genelinde kapalı ameliyat yöntemi olarak da bilinen laparoskopik cerrahinin tüm dünyada bu kadar çok tercih edilmesinin önemli nedenleri vardır. Ameliyatın ardından hasta minimum seviyede ağrı hisseder. Ameliyat sonrası vücutta kalacak yara izi, açık ameliyatlardan çok daha küçük olur. Laparoskopik apandisit ameliyatında meydana gelen karın içi yapışıklık, ağrı ve enfeksiyon gibi riskler minimum seviyededir. Hastaların operasyon sonrasında hastanede kalması gereken süre çok daha kısadır. Bu sayede hasta gündelik sosyal hayatına ve işine çok daha çabuk döner.
Özellikle kadın hastalıklarının tanısında ve obezite ameliyatlarında laparoskopik yöntem büyük avantaj sağlar. Açık ameliyatlardan çok daha rahat ve konforlu bir süreçtir.
Apandisit ameliyatının süresi apendiksin yaşadığı enfeksiyonun durumuna, çevre dokulara yapışma olup olmadığına, apandisitin patlayıp patlamadığına ve karın bölgesindeki organların yapışıklığına göre değişebilmektedir.
Eğer hastanın engel teşkil edecek özel bir durumu söz konusu değilse laparoskopik yöntemle gerçekleştirilen apandisit ameliyatı ortalama otuz dakikada tamamlanabilmektedir. Eğer hastaya açık apandisit ameliyatı uygulanmasına karar verildiyse operasyon biraz daha uzun sürebilir.
Eğer hastaya kapalı ameliyatla müdahale edilmişse iyileşme süresi daha kısa olur. Ameliyat sonrası hastanede kalması gereken süre de daha kısa olmaktadır. Hastaların hissettiği ağrı şikayeti minimal düzeydedir. Hastalar en çok bir veya iki gün hastanede gözetim altında tutulurlar. Genellikle operasyonun ertesi günü hasta taburcu edilerek evine gönderilirler. Hastanın normal yaşantısına dönmesi için bir hafta, on günlük bir zamana ihtiyacı olur.
Apandisit ameliyatının ardından iyileşme sürecinde hastanın dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekildedir:
Genel Cerrahi ve Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kuntay Kaplan, Adana'da deneyimli ekibi ve yüksek teknolojik donanımıyla Minimal Gastrik Bypass ameliyatlarını başarıyla gerçekleştiriyor. Adana'nın yanı sıra, Mersin, Osmaniye, Gaziantep, Kayseri, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Nevşehir, Aksaray, Konya, Karaman, Diyarbakır, Mardin, Hatay, Niğde, Kahramanmaraş, Elazığ, Sivas, Yozgat, Batman, Muş, Kilis, Erzincan, Şırnak, Hakkari ve Siirt gibi pek çok ilden gelen hastalar bu sağlık hizmetinden faydalanıyor. Siz de Doç. Dr. Kaplan’ın bu hizmetinden yararlanmak istiyorsanız, Randevu Al Formunu doldurarak tedavi sürecini başlatabilirsiniz.
Laparoskopik (Kapalı) Apandisit Ameliyatı (Cerrahisi) fiyat ve maliyetleri çok sayıda faktöre göre şekillenmektedir. Hastanın genel sağlık durumu, operasyonda kullanılacak cerrahi ekipmanlar, ameliyatı yönetecek doktor ve cerrahi ekibin uzmanlık ve tecrübesi maliyeti etkileyen faktörler arasında yer alır. Bunun yanı sıra operasyonun gerçekleştirileceği sağlık kuruluşunun teknolojik donanımı, ameliyat sonrası ve öncesi işlemler, hizmetin verildiği şehir ve benzeri unsurlar da laparoskopik (kapalı) apandisit ameliyatı (cerrahisi) fiyatlarını etkileyebilmektedir. Laparoskopik (Kapalı) Apandisit Ameliyatı (Cerrahisi) Fiyatlarına dair güncel ve net bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Copyright © 2025 Kuntay Kaplan Tüm Hakları Saklıdır